Fehmi Koru*
Cumartesi günü çitleri ve duvarları yararak Gazze’den çıkıp baskın gerçekleştiren Hamas militanlarının aksiyonu için, İsrailli siyasetçiler, ‘‘Bu bizim 11 Eylül’ümüz’’ yakıştırmasını tekrarlıyorlar…
ABD’nin sembol binalarından ikisine ve Pentagon binasına uçaklarla saldırılan 11 Eylül 2001 uğursuz olayı ile 7 Ekim 2023 Gazze aksiyonu ortasında, daha birinci günden kurulan bu mukayese benim çok dikkatimi çekiyor.
İlkini gerçekleştiren, el-Kaide için hareket eden 18 kişilik bir gruptu.
Son hareketi ise Hamas düzenledi.
Netanyahu da bu benzetmeden hareketle “Hamas IŞİD’ten daha kötü” görüşünü devreye soktu.
Ben de şahsen iki aksiyon ortasında bir benzerlik görebiliyorum.
Hemen dikkatimi çeken nokta, her iki aksiyonda istihbarat örgütlerinin oynadıkları rol…
Daha birinci andan itibaren yetkililerin ilettiğine nazaran, İsrail’in inanılmaz fonksiyonel olmakla ünlü Mossad’ı, Shin Bet’i ve askeri istihrabatı, Gazze aksiyonuna hazırlıksız yakalanmış durumda…
İkiz kuleleri ve Pentagon’u vuran üç uçak ile Pensilvanya üzerine düşen ve büyük ihtimalle başşehir Washington’daki bir amacı vurmaya hazırlanan dördüncü uçağı, içlerine yolcu olarak binen 18 kişilik grup kaçırmış, gruplar uçakların idaresini ele geçirmiş ve düşen hariç öteki üçü maksatlarına isabet kaydetmişlerdi.
El-Kaide tarafından yönlendirilen 18 kişilik grubun üyeleri uçuş eğitimini ABD’de almışlardı.
Buna karşın, söylendiğine nazaran, CIA ve FBI takım üyelerinin niyetlerinden evvelce haberdar olamamıştı.
O vakit bu bilgi beni şaşırtmıştı, bu son harekette de İsrail istihbaratının gafletine dair bilgi beni hayretten hayrete düşürdü.
Bulutlar artık yavaşça aralanır üzere.
Amerikan AP ajansı, İsrail ile Hamas ortasında arabulucu olarak vazife alan bir Mısırlı vazifelinin, ‘çok yakında büyük bir şeyler olacağına dair’ kendi ülkeleri istihbaratının İsrail’i uyardığını ve ancak İsrail tarafının bu uyarıyı önemsemediğini haber olarak geçti.
Neymiş?
Mısır istihbaratı, Gazze’nin dünyayla temasını sağlayan hudut kapısına sahip ülke olarak, Hamas örgütünün çok gürültü koparacak bir harekete hazırlandığını ve kısa mühlet içerisinde bunu gerçekleştireceğini haber almış… Yalnız kendisine saklamamış bu bilgiyi, İsrail ile de paylaşmış… Ajansın Mısırlı görevliden aktardığına nazaran, İsrail ikaza kulak asmamış…
Haber bu türlü lakin ben her zamanki kuşkuculuğumla “acaba” sorusunu sormadan edemiyorum…
Önceki, 11 Eylül (2001) aksiyonunun CIA ve FBI tarafından öngörülemediği bilgisi paylaştırıldığında da birebir soruyu ısrarla sormuştum.
Yalnız değilim kuşkuculukta. Dün, İsrail’de çıkan Jerusalem Post gazetesinde yayımlanan yazısında, ‘Amerika’nın Dindar Siyonistleri’ (the Re¬li¬gious Zion¬ists of Amer¬ica) isimli örgütün lideri Stephen M. Flatow da Netanyahu’ya yönelttiği 20 sorusunun en başına birebir kuşkuyu taşımış.
Okuyalım:
“Saldırıdan evvel Mısır istihbarat bakanı tarafından Gazze’den ‘alışılmamış dayanılmaz bir saldırı’ geleceği hakkında uyarılmış mıydınız? Şayet uyarıldıysanız, ki Mısırlıların palavra söylemesi için bir sebep yok, niye onu önlemek için hiçbir şey yapmadınız?”
Netanyahu taarruz ile ilgili uyarıldığı haberini bağlantı sorumlusu eliyle yalanladı. Mısır’dan bilgi gelmemiş, Netanyahu Mısır’ın istihbarat örgütü lideriyle biraraya gelmediği üzere konuşmamış da…
Flatow’un yazısından evvel bu yalanlama geldi lakin Amerikalı siyonist başkan yalanlamaya aldırmadan yöneltmiş sorusunu. Haklı da. Netanyahu yalancılığıyla ünlü bir siyasetçi. Ayrıyeten, haberin gerçek olup olmadığını bilebilecek durumda olan biri de, Netanyahu ismine yapılan yalanlamaya karşın, AP haberinin gerçeği yansıttığını açıkladı.
O siyasetçi, Amerikan Temsilciler Meclisi Dış Alakalar Komitesi lideri Michael McCaul. McCaul, Çarşamba günü kapalı kapılar gerisinde kendisine verilen istihbarat brifinginden çabucak sonra, gazetecilere, “Bu hareketin yapılabileceği hakkında Mısır’ın üç gün evvel İsraillileri uyardığını biz biliyoruz” açıklamasını yaptı.
Benim kanaatim de, Mısır tarafından uyarılmış yahut uyarılmamış olsunlar, Gazze’den bu türlü bir taarruzun geleceğini İsraillilerin bilmesinin çok mümkün olduğudur.
Tıpkı Amerika’da bilmesi gerekenlerin, 11 Eylül eylemcilerinin varlığından, atakların öncesinde haberleri bulunmasının ihtimal dahilinde olması gibi…
Neden harekete geçip hareketlerin olmasını engellemediler?
İşte sorulması gereken, Amerikalı siyonistin sorduğu soru da bu.
Ben de soruyorum: Neden sanki?
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.
Bir önceki yazımız olan Direktör Kutluğ Ataman'a Hollanda Hükümdarı ödül verdi, vize çıkmadı başlıklı makalemizde Avrupa, Ret ve Türkiye hakkında bilgiler verilmektedir.
