Mahmut Hamsici
Pazar günü yapılan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Vilayet Kongresi’nde, Vilayet Başkanlığı’na Özgür Çelik’in seçilmesinin partinin İstanbul’daki iç istikrarlarını kıymetli ölçüde etkilemesi bekleniyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu’nun Çelik’i desteklemesi nedeniyle İstanbul’daki parti örgütlerinde ‘değişimcilerin’ tesirinin artması öngörülüyor.
Bununla birlikte pazar günkü kongre ile gün yüzüne çıkan, parti içindeki kanatlar ortasındaki derinleşmiş tansiyonun nasıl çözüleceği, İstanbul’daki partililer ortasındaki değerli mevzulardan biri.
Kongreyle birlikte İstanbul’da parti içi dengelerin yerinden oynadığı ancak asıl olarak nasıl şekilleneceğinin asıl olarak 4-5 Kasım’daki parti kongresinden sonra aşikâr olacağı yorumları yapılıyor.
Kongrede görünür olan tansiyon çözülecek mi?
İstanbul vilayet kongresinde önemli bir iç tansiyon imgesi ortaya çıktı.
Konuştuğumuz farklı görüşlerden partililerin tamamına nazaran pazar günkü kongre, kamuoyu nezdinde partiye ziyan verdi.
Kongerede küçük bir küme Canan Kaftancıoğlu’nu yuhaladı, Cemal Canpolat ise ‘değişimciler’ ile İmamoğlu’nu sert sözlerle suçlayan bir konuşma yaptı. İmamoğlu konuşmayla ilgili etrafındakilere “Şov üzereydi. Rezil olduk, Türkiye izliyor bizi” kelamlarını sarfetti.
Salonda yer yer arbedeler yaşandı.
İsminin yazılmaması kaidesiyle BBC Türkçe’ye konuşan bir partili, kongrenin yapılmasına günler kalmışken bile seçime Özgür Çelik’in adaylığında bir ortak listeyle gidilmesi için parti içinde görüşmeler yapılmış olduğunu söylüyor.
Ancak bunun İstanbul içindeki kimi kanatlar tarafından engellediğini savunuyor.
Bu kişi, “Eğer anlaşılmış olsaydı çok daha farklı bir atmosfer oluşacaktı” diyor.
Bu kişi, buna karşı artık farklı görüşlerden birtakım partililerin bu sıkıntıların çözülmesi için görüşmelere başladığını belirtiyor.
Bu partiliye nazaran Cemal Canpolat’ı destekleyenler, “birincisi ataklara karşı Kılıçdaroğlu’nu savunmak ikincisi de Vilayet idaresinin İBB idaresinin kontrolüne girebileceği telaşıyla hareket ettiğini” söylüyor.
Bu partili yapılan görüşmelerle bu sıkıntıların giderilebileceği kanısında.
Partiliye nazaran CHP geçmişinde de yaşanmış olan bu tıp kırgınlıklar ortada irtibatı sağlayacak partililerle çok süratli bir halde giderilebilir.
Başka bir partili ise parti içindeki tansiyonun bir müddet daha sürmesini ve hatta daha da sertleşmesini öngörüyor.
Canpolat’ın konuşmasının çok makûs ve saldırgan olduğunu savunan bu partili, bilhassa gençlik kolları içinde Canpolat’ın disipline sevk edilmesini isteyenler olduğunu söylüyor.
Konuştuğumuz üçüncü bir partili ise Canpolat’ın konuşmasının bir birikimin sonucu olduğunu belirtiyor ve “Mesela şayet gerginlik bu kadar artmamış olsaydı, mesela Kaftancıoğlu yuhalanmamış olsaydı tahminen o da bu kadar sert konuşmayacaktı” diyor.
Bu kişi, “Canpolat’ın tenkitlerinin aslında partililer tarafından hakikat kabul edildiğini, yalnızca bunların ortalık yerde söylenmesinin rahatsızlık yarattığını ancak sonuçta bunları konuşma yerininin de kongre olduğunu” söylüyor.
Partili, “bu evreden sonra tansiyonun düşmesinin güç olduğunu, yalnızca mahallî seçimlerde partililerin seçime ağırlaşıp bunu geri plana atacaklarını fakat bu problemlere kısa vadede tahlil beklemediğini zira aklı selim hareket edenlerin az olduğunu” savunuyor.
Partililer CHP’nin İstanbul’daki 31 Mart seçimlerine; iç tansiyonları çözmüş, farklı kanatlara yakın ilçe örgütleri ortasındaki ahengi sağlamış bir halde girmenin kıymetli olduğunu aksi takdirde bunun seçim kampanyasının gücüne büyük ziyan vereceğini söylüyor.
İBB ve Vilayet İdaresi ortasındaki ilgi nasıl olacak?
İBB Lideri İmamoğlu ve eski Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu ortasındaki tansiyon, son devirde güzelden güzele kamuoyuna yansımıştı.
Bu tansiyonun nedenlerinden biri de iki ismin, Vilayet İdaresi ve İBB ortasındaki münasebete ilgiye yaklaşımdaki farklılık olduğu öne sürülüyordu.
Yeni idareyle CHP Vilayet İdaresi ile İBB ortasındaki bağlantı de yeni bir düzleme oturmuş olacak.
Kanatlar ne yapacak?
Konuştuğumuz partililere nazaran kongre sürecinden İstanbul’daki gücünü artırarak çıkan iki isim var: İBB Lideri Ekrem İmamoğlu ve İstanbul milletvekili Erdoğan Toprak.
Erdoğan Toprak, İstanbul seçimlerinde Özgür Çelik’i destekliyordu. Toprak, Büyük Kurultay’da ise Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyeceğini belirtmişti.
Hem Genel Merkez ile hem de ‘değişimcilerle’ diyaloğu olan Toprak’ın önümüzdeki süreçte kanatlar ortasında bir istikrar ögesi üzere hareket edebileceği yorumları da yapılıyor.
Kongre sonucunun; Canpolat’ı destekleyen, ismi Oğuz Kaan Salıcı ile anılan 10 Aralık kümesi olarak isimlendirilen partililer, ortalarında Ataşehir Belediye Lideri Battal İlgezdi’nin de bulunduğu kimi belediye liderleri ve çeşitli ilçe liderlerinin etrafındaki kanatların İstanbul’daki güç ve tesiri açısından olumsuz bir sonuç doğurduğu belirtiliyor.
Parti içinde, Mustafa Sarıgül’ün de İstanbul’da beklediği etkiyi yaratamadığı yorumu yapılıyor.
Cemal Canpolat, kongre sonucu sonrası sahneye çıkmazken şimdi toplumsal medya kanalıyla da rastgele bir açıklama yapmamış durumda.
İstanbul’da parti içindeki tansiyonların tahlili açısından Özgür Çelik’in alacağı tavır da kritik bulunuyor.
Çelik kongre başarısı sonrası yaptığı konuşmada kongrenin heyecanıyla söz edilmemesi gereken cümlelerin de söylendiğini belirttikten sonra “Acaba örgütte bu karşılıklı bir kırılma yaratabilir mi telaşı olmasın. Biz, ilçe liderlerimizle, vilayet idaremizle, bayan kolumuzla, gençlik kolumuzla, tüm örgütümüzle kucaklaşmayı hazırız” diye konuşmuştu.
İstanbul’da partililer ortasında görüşme trafiği sürüyor.
Diğer yandan tüm kanatların İstanbul’daki taşların tam yerine oturması için Olağan Kurultay’ı beklediği yorumları yapılıyor.
Bir önceki yazımız olan Fehmi Koru: Kimsenin çıkarlı olmadığı bir meselede, silahsız tahlilden uzaklaşılınca, silahlar konuşuyor başlıklı makalemizde Filistin, Güvenlik ve İsrail hakkında bilgiler verilmektedir.
