Fotoğrafçı Manuel Çıtak, geçirdiği kalp krizi nedeniyle 61 yaşında hayatını kaybetti.
Çıtak, kadrajın ardındayken neler hissettiğini ve fotoğrafla kurduğu bağı, “Normalde çok unutkan bir insanımdır fakat fotoğrafını çektiğim insanların bende bıraktığı hisleri asla unutmam” diyerek anlatmıştı. Çıtak, ustası Ara Güler’in vefatının akabinde, “Bu çocuk ruhlu adamı ürettiği yüksek sanat kıymeti taşıyan fotoğraflarıyla anmaktan diğer dermanımız yok. Seni ve fotoğraflarını çok sevdik Orta Güler” yazmıştı.
Aynı vakitte müellif Şebnem İşigüzel’in eşi olan Çıtak, Medyascope’un da kurucularındandı.
Çıtak için 11 Ekim’de Feriköy Kilisesi’nde cenaze merasimi düzenlenecek.
|
Manuel Çıtak kimdir? 1962 yılında Malatya’da doğan Çıtak, eğitimini İstanbul Saint Michel Lisesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Bölümü’nde tamamlamıştı. Üniversite yıllarında Türkiye’yi gezerek portre fotoğrafları çekmeye başladı. Çalışmaları kent hayatı, etraf ve portreler üzerinde ağırlaştı. Siyah beyaz fotoğraf alamet-i farikası haline gelmişti. Çıtak, Türkiye’deki birçok basın kuruluşunda bağımsız olarak fotoröportaj yaptı, fotoğrafları yurt içi ve yurt dışında çeşitli mecmua, gazete ve kitap projelerinde yayınlandı ve birçok stantta yer aldı. 10 Haber’de yer alan habere nazaran Çıtak’ın objektifinden Türkiye’nin birçok kıymetli pahası geçti. Çiçek Pasajı’nın simgesi Madam Anahit, müellif Adalet Ağaoğlu, sinema oyuncusu ve tiyatro sanatkarı Nubar Terziyan, Nobel Edebiyat Ödüllü müellif Orhan Pamuk, seramik sanatkarı Füreya Koral bu isimlerden sırf kimileri. Çıtak, portre çekmenin kendisi için her vakit değerli olduğunu söylemiş, bunu fotoğraf yapmaya benzetmişti. Çıtak, 1994’te Madenciler ve 1996’da ise Kilyos panoramaları üzere belgesel fotoğraf çalışmaları yaptı. Takvimler 2004’ü gösterdiğinde ise müellif Gaye Boralıoğlu, Çıtak’ın fotoğraflarından ilhamla ‘Meçhul’ isimli bir roman yazdı. Bir gazetecinin, kaybolan bir adamın akabinde onu tanıyanlarla yaptığı röportajlardan oluşan roman, bir de standa ilham verdi. Fotoğraflar ve metinler, romanı görsel ve işitsel bir performansa dönüştürdü. Stant ise Çıtak’ın hem biçimsel hem de anlatısal olarak yeni bir arayış içerisine girdiği yakın periyot fotoğraflarından oluşuyordu. 1985’ten beri fotoğraf sanatının farklı alanlarında çalışan Çıtak’ın birinci şahsî standı ‘islomania’ ise geçen yıl gerçekleşti. Küratörlüğünü Refik Akyüz ve Serdar Darendeliler’in üstlendiği ‘islomania’, bugüne dek belgesel fotoğraf usulünde ürettiği siyah beyaz işleriyle bilinen Çıtak’ın hem biçimsel hem de anlatısal olarak yeni bir arayış içerisine girdiği yakın devir fotoğraflarını sergilemişti. Küratör Darendeliler sanat müellifi Evrim Altuğ’a verdiği bir röportajda, bu standın Çıtak’ın son dönemde yaşadığı ruh hâli ve yaşam öyküsünü de yansıtması nedeniyle “düşlerin belgesi” halinde tanımlamıştı. |
Bir önceki yazımız olan AB'nin Filistinlilere insani yardımları sürecek başlıklı makalemizde Kararı, Üye ve Yardımları hakkında bilgiler verilmektedir.
